9 Nisan 2013 Salı

Seval'in Vajinismusla imtahanı: Vajinismus'u nasıl yendim - 2 (İnkar)


Bir önceki yazımda vajinismus'la ilk tanışmama kadar geçen süreci ve nasıl bir altyapım olduğunu anlatmıştım. Murat ile nişanımızı ve sonunda evliliğimizin ilk adımını hatırlamıştım. Bu yazıda ise doğru yaklaşımı bulana kadar nasıl sıkıntılar yaşadığımızı, bir yandan bu denli anlayışlı bir eş ve aileye sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu bir yandan da tüm bunlara rağmen vajinismus'u yenmenin ne kadar zahmetli olduğunu anlatmaya başlayacağım. Tahmin ediyorum önümüzdeki birkaç yazıyı bu konuya ayırmam gerekecek çünkü eteğimde dökecek çok taşlar var.

Bu bir erotik yazı değil, ilk gecemizin ayrıntılarına girip olmadık adamları bu bloga çekecek değilim. Sadece ikimizin de hiç beklemediği bir şokla sabaha kadar uyanık kaldığımızı söyleyeyim. Murat o kadar şaşkındı ki zavallı adam tepki bile veremedi. İçten içe bir yanlış yapıp yapmadığını düşünüyordu muhtemelen ki ben bunun için ona minnettarım. Eğer açık açık beni suçlamaya kalksa o gece orada Murat'ı ebediyen bırakabilirdim sanırım. Ama o yanımda olmaya hep devam etti. Eğer vajinismus'tan kurtulmak için harcadığımız çaba evliliğimizi yıkmadıysa, ya da kalıcı olarak zedelemediyse bunda Murat'ın da rolü büyük.

İlk gecenin şokunu atlattığımızda henüz daha uzun vadeli bir sorunumuz olduğundan emin değildik. Ben aşırı heyecan ve strese bağladım. Murat üstelemedi. Vajinismus ne demek biliyordum ama benim başıma geleceğini aklıma bile getirmezdim. İlk günler sorunun vajinismus olduğunu bile aklıma getirmemeye çalıştım. Geçiciydi. Strese bağlı kısa vadeli bir sorun işte. Hem de nasıl sevdiğim bir tanemle nasıl olsa sevişecek, ileride bebeklerimiz olacak ve bir aile kuracaktık. Hele bir kısa balayı tatilimize çıkalım, stresten uzaklaşalım, siz beni o zaman görün diyordum kendi kendime. Daha sonra öğrendim ki bu aslında çok sık görülen bir durum çünkü vajinismus bir erteleme hastalığıdır. Kadınlar ya inkar ederek ya da kafaları daha rahat olduğunda çözebileceklerine inanarak erteliyorlar ve ertelemenin kendisi bizzat bir rahatsızlık haline geliyor. Bir süre sonra cinsel birleşmeye girmeyi denemeye bile korkar hale geliyorlar. Cinsellik düşüncesi bile yüzeye yüzleşmek zorunda olduğu problemleri hatırlatıyor insana. Ve en kötüsü bunu ancak çok geç olduğunda, bir terapistin koltuğunda asla başıma gelmez dediğiniz şeyin hem de aylardır başınızda olduğunu öğrendiğinizde anlıyorsunuz.

Murat balayımızın ilk gecesi bana sokulmadı bile. Balayı tatilini olası bir başarısızlıkla lekelemek istemiyordu. Beni zorlamaktan, canımı yakmaktan, psikolojimi bozmaktan korkuyordu. Farkına bile varmadan ben de onun bir fikrini kabullendim ve bir haftalık Antalya tatilimizi denize girerek, güneşlenerek, açık büfeyi sömürerek geçirdik. Hala sevişmemiştik. Hala gerdeğe girmiş sayılmazdık. Ve İstanbul'a döndüğümüzde rahatça üstesinden gelebileceğimizi düşünüyorduk. Oysa ne kadar da yanıldığımızı vajinismustan kurtulmak işinin o kadar da kolay olmayacağını acı şekilde tecrübe edecektik.

2 yorum:

  1. evet neyazık ki erteleme hastalığı imza 9 yıllık iki çocuklu halen vajili bakire anne

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuza bu kadar geç cevap verdiğim için özür dilerim. Açıkçası bu kadar büyük bir toplumsal sorunun hem göz ardı edilmesi hem de bahsi geçtiğinde de kadının sorumluluğunda algılanması gerçekten çok acı. Siz bile kendinize vajili anne diye imza seçtiniz. Oysa çözümün en büyük parçası imzayı kocanızla beraber vajinismustan müzdarip çift olarak atabilmeniz gerekirdi.

      Sil

Görüşleriniz, eleştirileriniz, katkılarınız başım üstüne...